DS'DEN SİZE BİR MESAJ

Herkese Merhabalar ,

Aşna ve vişnelerim....

Hayatta bazı dönüm noktaları yaşarız, kimisi yıkıcı kimisi ise bazı şeylerin başlangıcı.

Kimimiz bazı uzun yollara koyulmak ister, kimimiz ise huzur bulmak.
Bazı şeyleri sanırım bazı yaşa geldiğin zaman bazı şeyleri daha iyi anlayabiliyoruz....
İnsan kaderine boyun eğmeli mi ? kadere inanmalı mı ? yoksa tam bir asi  hırçın bir asker gibi her şeye hayata yada yaşadıklarına karşı mı gelmeli ?
Sanırım artık edindiğim bir çok tecrübe üzerine şunu söylemem gerekir ki..
Bazen sizi yıkan şeyler en güzel şeylerin başlangıcı, kimisi de dediğim gibi yeni bir acının yada maceranın habercisi.
Yorulduğunu anlayıp dinlenmek mi önemli yoksa daha çok savaşıp düşmemek mi?
Sanırım artık savaşmak değil de artık dinlenmenin vaktinin geldiğini söyleyen birilerinden , yani aslında...
Size hiç tanımadığınız , tanıyamayacağınız belki de bir yerlerde denk gelip hatta belki de tanıdığınız   ama tanımanızı çok istediğim bu iki kahraman dan bahsetmek isterim ..
Kendi yollarında kendileri için çok büyük savaş veren hayatları hep hüzün ve sevdikleri insanları kaybeden bu iki insan ile ilgili.
Zaman zaman umutlarını kaybeden aile bağlarını koparan ama bir şekilde yine bir araya gelen bu iki
kardeşten sanırım aldığım en büyük ders , hayat sizi hangi noktaya getirirse getirsin, hangi yola savurursa savursun her zaman bir yol olduğu.
Her zorlu yolun bir çıkış olduğunu bana öğrettiklerini söylemem mümkün..
Olmaz dediğin her şeyin olduğu , bitti dediğin bazı şeylerin başladığı , başaramadık dedikleri çoğu şeyi başardıkları uzun ve saklı bir hikaye.
Kendileri ile ilk tanıştığım zaman , kendimle ile ilgili bile bazı şeyler daha ne kadar kötü olabilir lafını yutturan bu kahramanların size iletmemi istediği bir kaç cümle olduğu için kendilerinin , ısrarına bu yazıya başlamış bulunmaktayım.
Sizlere hayatın bazen düşlediğiniz gibi olmadığını, gördüklerinizin görmediklerinizin yarısıdır , ile olan cümleleri ile başlıyorum.
Birbirleri için çok büyük savaş veren bu ikili bana savaştıkları en zor şeyin ,en büyük hayat savaşlarının ,  kendileri ile olan savaşın en büyük savaş olduğunu söyledi.

Yıllar boyu savaştığım savaş verdiğim hayatta geçde olsa anladığım , bazı şeyleri anladığım tek bir anım oldu.
Asla sabit bir yuvamız olmadı, asla dinlenmek için vaktimiz , normal bir hayatımız olmadı.
Çok yer görme fırsatım oldu, birden fazla yollar.
Ama günün sonunda hadi eve gidiyoruz diyemediğim bir hayatdan bahsediyorum.
Bildiklerinizin bazen yanlış olduğu bilmediklerinin ise şüpheye ittiği bir hayatta , kendi kimliklerimizle kendimiz ile savaştığımızda anladık..  Hep iyi olduğumuzu düşündüğümüz zamanda, her iyiliğin içinde kötülük kötülüğün içinde ki iyilik vardır , teorisini iliklerine kadar yaşamış olduğumuz bu ufak yolculuk macerasında ,  söylemek istediğim , her şeyinizi kaybedebilirsiniz.. Biz de kaybettik.
Savaşmak için yorgun olabilirsiniz, ama şunu bilmelisiniz ki siz ne kadar pes eder ve yorgun olursanız olun hayat sizin üstünüze tekrardan gelir.
Yol ne kadar zor olursa olsun her zorlu yolun her zaman çıkışı vardır.
Aşık olduk.. bırakmak zorunda kaldık.. sevdiğimiz herkesi birer birer kaybettik.
Birimiz pes etti birimiz devam etti , bazen bir birimizden vazgeçtik, ayrı yollarda rota attık.
Ve anladık ki , başkalarının düşüncelerinden kalbimizin sesini dinleyemedik...
Bazen aynaya baktığınızda kendinizden gördüğünüz o şeyden nefret ettiğinizi biliyorum.
Ya tamamen devam edin durmayın , yada tamamen bazı şeyleri bırakın.
Çünkü bunun arasında ki bütün olan her duygu sizi öldürür.
Hiç bir şey hissetmemeyi dilerdim..
Hayatınızda kötü olan her şeyin tekrardan olma olasılığı var.. fakat ,
Mutsuz olmak ve mutlu olmak arasında kaldığınız yerde kaybolmayı değil , kendi hikayenizin başlangıcı için rota atmanızı istiyorum.
Kimseye ihtiyacınız yok ihtiyacınız olan her şey içiniz de.
Ya bu dünyada ki son günün ise ?
Beklentiler sadece üzer, ölür yada öldürür.
Birilerini affedemediğin zaman ondan vaz geçersin , ama vazgeçemediğin insanlardan da affetmek zorunda kalırsın.
Ne demişler kurallar sadece bazı aptallar için kılavuz gibidir.
İsyan edin, cesur olun , ama kaybetmeyi ve korkmasını da bilin , kendi dünyanızı farklı odalarda pencereler açarak play tuşuna basıp oynatın.
Fedakarlık bazen bazı hayatları mahveder.. dozunu iyi bilin, ve sizi saran sizi siz olduğunuz için kabullenen insanları sarmalayın.
Sevin, güvenin güvenmek güzel duygudur bunu kaybetmemeye çalışın.

OT GİBİ YAŞAMAYI BIRAKIN.


Malum bana çok söz kalmıyor , bu yazdıklarından sonra diyebileceğim tek şey, bazı şeyler sırf okunsun diye değil, dokunsun diyedir...

sevgiyle kalın..


Yorumlar

Popüler Yayınlar