DUYGULARIN KIYAMETİ 2

Göklerin arasında bu vadide yaşayan duygular şöyle anlattı ; 

Duyguların ve yasın bazı aşamaları var derler , her duygunun da belirli bir kotası ve hazzı olabildiğini bize anlatırlarmış. 

Bazı öfkeler kimini  köreltirken  , kimi öfkeler  ise sevgiye kucak açarmış .

Nefret de bir duyguymuş en güçlüsü kin , nefret ve öfkeymiş sevgi ile çıkılan yollar öfkeyle dalgalanırken , kimi aşklar daha değerli hatta daha derin  bir duyguya yola çıkarmış kısaca sevgiye.. 

Bazı asla kelimeleri  sınırları test ederken , neyi asla dediyseniz sizlere onu armağan edermiş. 

Bazı aşkların kıyameti denize gömülüyormuş , insan düşünmek için yaratılırken , bazı saniyelere düşünmeden atlıyormuş. 

Bazı yürünen yollarda sana cesaret eklenirken  korku ile aslında çoktan tanışmış ,  korkuyu cesaret ile aldatmış oluyormuşuz , endişe korkuya bu kadar aşıkken korku hep cesarete tutuklu kalıyormuş. 

En çok nankör  olunabiliyormuş , kimi sevginin nankörlükle yollarının sıkça karşılaştığını , yolun sonunda birbirlerini öptüğü gerçeği söylemek  ne yazık ki mümkün. 

Mutluluğun mutsuzluğa olan aşkı gibi imkansız kılınabiliyormuş bazı şeyler  , kıskançlığın açgözlülüğü yüzünden tüm duygulara olan aşkı  kaosa sürüklüyormuş.

Gerçeğin yalana soyunması gibi zıt olan her şey birbirini çektiği gibi zararda verebiliyormuş, bunca zıt bunca karşılığı olan duyguların ağlamanın bile sevgilisi gülmek varken  ,  ağlamayı bu denli seviyorken  acının hiç bir tarifi ve karşılığı yokmuş. 

Zaman acıya ne kadar aşık olursa olsun , acı hep yalnızlığa kucak açıyormuş, ne acı kabul edebilmiş zamanı ne de zaman vazgeçmiş  acıdan.

Ve bazen öylesine büyük olan , bazı acılar daha ağırdır fiziksel acılardan. 

Korku ve  cesaret  mutluluk ile  mutsuzlukla , gerçeğin yalan ile ilişkisi çalkalanıp dururken ve gülmek celladına ağlamaya aşıkken  bu diyarda yalnız kalan acı  , yalnızlığa her koştuğunda bazı dalgaların ve denizin durulmasını dilemiş.

Zaman ona ne kadar iyi gelirse gelsin , zamanın hiç bir şeyi düzeltmediğini ve olabilecek en büyük katil olduğunu düşüncesinden  çıkamamış. 

Acı bazı duyguların ve zamanın kıymetini ne yazık ki bilemedi , oysa ki bazı şeyleri daha değerli kılan savaştığın her şey için uğruna harcadığın zamandır , acı bunun farkında değildi.

Bilirsiniz bazı gözler kördür , önemli olan bakmak değil görebilmektir , insan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.

Tüm duygular acı için dua etti , yolun sonunda acı bir şey fark etti , keder , ıstırap  ve eziyet tarifi yoktu ama onun gibi ona benzeyen bir çok duygu vardı , belki ona benzeyen hiç bir duygu yoktu ama yanına yoldaş olabilecek çok arkadaşı vardı. 

Zaman ona iyi geldi , korku onu teselli etti ama acı asla düzelemedi , vadiyi geçebilen bu  duygular çok ama çok  acı çekti.

Ama yolun sonunda bu vadide ki duygular bir olmayı öğrenebildi.

Bazı nefretler sevgiye , bazı kederler aşka  , bazı mutsuzluklar  ise gülmeye başladı , gökyüzünde aynı ayın ışığın altında dans etti tüm duygular. 

Ve hiç beklemezken acı , karanlıkta tek başına yüzleşeceğini zannetmişken , korkuya tam  koşacakken acımasızlıkla karşılaştı yolu parlarken , korkuya  yazık etmişken karanlıkta parladı.

Ve beden bir olmanın kıyametini anladı son bir çalkalanışta , duyguların mı kıyametiydi yoksa bu bir ruhun asıl  bedenin kıyameti miydi ?

Bedene mi yazıktı yoksa ruha mı çok yazık ?





Yorumlar

Popüler Yayınlar